1915 olaylarının öncesi, sırası, sonrası ve diasporanın oluşumuna kadar, yaklaşık 80 yıllık bir zaman aralığında, Ermeni meselesini tarihi gerçeklere sadık kalarak ele alan roman, her sene 24 Nisan tarihinde vicdan sahibi her insanı isyan ettirecek ölçüdeki iftiraları ifşa etmek, zamanın elinden tutarak, bugün hepimizin yüreğini kanatan olayların görünen ve görünmeyen sahnelerine fener tutmak amacıyla yazılmıştır.
Şahsenem romanı; olayların yaşandığı dönemin fotoğrafını çekme iddiasını taşımanın yanında, “Şark meselesi” olarak kavramlaştırılan, günümüzde de güncellenerek devam ettirilen emperyalist proje karşısında, tarih inşa etme çabalarına karşı duruşun ürünüdür.